Reşit olduğum ilk günlerde, içimde
siyaseten yanan bir ateşle koştum il binasına… Formlar dolduruldu, kimlik
fotokopisi ve fotoğraflar hazır… Artık ben de ülkenin gidişatında söyleyecek
sözü olduğunu düşünen bir gençtim ve gerçekten de söyleyeceklerim vardı…
Geride bıraktığım on yıllık
sürede, bir siyasi partide, bir gencin yapması gerekenlerin tamamını birçok kez
yerine getirdiğimi düşünüyorum. Bayrak dediler biz bağladık, düğün dediler biz
oynadık, cenaze dediler biz ağladık… Aktif siyasetin içerisinde yüzlerce insan
tanıdım… Binlerce el sıktım, binlerce yanak öptüm… On yıldır, yapılabilecek
bütün fedakârlıklarla, ailemden vazgeçerek, sevgilimden vazgeçerek, arkadaşlarımdan
vazgeçerek, cebimdeki paradan, kişisel gelişimimden, gelecek kaygılarımdan
vazgeçerek bu partinin sadık bir neferi olma yolunda çabaladım. Parti
ideolojisine ya da bölge ve/veya ülke siyasetine ne katabilmişimdir bilmiyorum.
Ama katmak adına kaybettiklerim paha biçilemez değerdedir.
Varlığımı, bu partinin varlığına armağan etmiş olmakla hep onur duymuşumdur. Bugün geldiğimiz noktada, parti uğruna vazgeçtiğim hiçbir şey için pişmanlık duymuyorum. Ancak bir gerçek de var ki… Yoruldum…
Ben, ülkenin derdini dert edinen insanları bu çatı altında gördüğüm için, Cumhuriyet Halk Partisi’ndeydim. Partim uğruna, ideolojim uğruna, inançlarım uğruna, vazgeçilmez temel değerlerimiz uğruna ve ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün düşünsel mirasını yaşatabilmek uğruna Cumhuriyet Halk Partisi’ndeydim. Hiçbir beka beklentim olmadan, salt “ülkenin geleceği yararına bir ses de biz olur muyuz” kaygısıyla Cumhuriyet Halk Partisi’ndeydim. Gençlerin, siyasi kulislere, mevki pazarlıklarına ve adamcı fahişeliğe meze olmadan siyaset yapabilmesi gerektiğini düşündüğüm için Cumhuriyet Halk Partisi’ndeydim.
Hatta bu sapkın ruh halindeki zevatlardan bazıları, doksan yıllık parti tarihinde bir ilki başardılar ve bu partinin gençlerini kolluk kuvvetleri zoruyla, parti binasından, adeta babasının malıymış gibi kovdurdular… Ve bu yaşanan şerefsizliğe, ne il başkanım ne de gençlik kolları genel başkanım ses çıkaramadı. Yirmili yaşlarda parti üyesi olmuş gençleri partiden polis zoruyla kovan, kırkından sonra kendisinden bir şey olmayacağını anlayıp partiye üye olan “başka” ideolojinin elemanı olan bu ilçe başkanı, hala görevinin başında…
Bu hareket sadece o
kardeşlerimize değil bu partiye üye her bir gence yapılmıştır. Ve o gençlerin
bağlı olduğu ilçeden sorumlu yönetim kurulu üyesi olarak, bu durumdan kendi
payıma düşen yaptırımı çıkarmam gerektiğini düşünüyorum.
Uzun lafın kısası, bir süre partimdeki
aktif siyasi yaşamıma ara vermeyi düşünüyorum… Partinin karakterine,
terbiyesine, geleneğine uymayan bu adamlar, bu parti içerisinde var olduğu
sürece ben bu partide aktif rol almayı düşünmüyorum. Bu bir veda değil yeni bir
başlangıcın ön hazırlığıdır.
Biz bu diyardan gider olduk,
Biz bu diyardan gider olduk,
kalanlara selam olsun.
Bilmeyen ne bilsin bizi,
bilenlere selam olsun.
Bilmeyen ne bilsin bizi,
bilenlere selam olsun.
Saygılarımla
Engin ÇANCIOĞLU
Engin ÇANCIOĞLU
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder